29 Ocak 2012 Pazar

Beni bırak lan,daha napıcaksın ki ağzıma sıçtın zaten :D

En çok da ''yalnızlık'' kanar

En çok da ‘’yalnızlık’’ kanar

-Ruhumu kesiyorlar en derininden ve -sana dair- dokunduğum ne varsa keskin bir bıçağın ağzındaki pürüz gibi batıyor tenime..

 Gecenin sürünerek,mecalsizce sabaha varma çabasında olduğu saatlerden tarafınca,belki de,en önemsiz olanı bu..
Diğerlerinden farkını bir damla kan ve bir avuç tuzlu su ayrımı yaparcasına zor anlamış olsam da biliyorum ki daha çok özler oldum seni.Yanlış anlama yalnız ben değil,yüzüme en çocukça edanla adını yazdığın kalem de özlüyor seni,sinema biletleri,el ele yürüdüğümüz sokaklar,hatta yalnızlık bile…

-Öyle ya ben ancak seninle ‘’yalnızdım.’’ Tek başıma ise ‘’eksik’’ olmaktan ileri hiç gidemedim ve fark ettim de yalnızlık da ağlamaklı şimdi.-

Bense hala gülümseyebiliyorum biraz. -İsteyen salaklık der isteyen acır..
Bana sorarsan –tenezzül edip sormazsın ya neyse-
Umut işte;Uzun zaman önce bozulmuş bir saatin farkındalığı olduğu halde yelkovanı beklemekten bıkmayan akrebi gibi,zaman aşımına takılıp kalmış hayallerimin parçalanmasına dahi göz yummama sebep oluyor.Doğru,yüreğim her gün biraz daha kan kaybediyor ama öyle çocukça bir umutla bekliyorum ki seni,adını koynuna gömdüğüm kaç yıldız varsa,utancından hepsi tek tek sönüyor…

//Batak